skip to Main Content
Bellapais Manastırı

Kıbrıs sahillerine hükmeden konumu ve dağ manzarasıyla Bellapais Manastırı, Beşparmak dağları eteğinde kayalık bir alan üzerine Augustine keşişleri tarafından 1158-1205 yılları arasında inşa edilmiştir. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden olan Bellapais Manastırı, Fransızca “Abbaye De La Paix” den (Barış Manastırı) türemiştir. Bugün daha çok Bellapais olarak dillendirilse de bu güzel ve şirin yerin Türkçe’deki bilinen adı Beylerbeyi’dir.

Gelelim manastıra…Manastırın bahçe kapısından içeri girdiğinizde sizleri selvi ağaçları arasından tüm heybetiyle manastır karşılamaktadır. İlk taşları 13.yüzyılda Kudüs’ten kaçan Hristiyan din adamları tarafından konulmuş bu manastırın, Lüziyanlar geliştirmiş ve büyütmüşler. Bugün çatısı olmayan, görkemli sütun, pencere ve kemerli yan duvarları günümüze kadar ulaşan yapının büyük bir kısmı ise Fransa Kralı III.Hugh döneminde yapılmıştır. Ada Osmanlıların eline geçtikten sonra ise Yunan Ortodoks Kilisesine verilmiş.

Bellapais manastırı bir kapı ve ön avlu ile başlar. Kapının kulesi daha sonra yapıya eklenmiş. Avlunun öteki ucundaki kilise, manastırın en iyi korunan yapısıdır. Manastırın ortasında çevresi sütunlu bir avlu bulunmaktadır. Bir köşede üst üste duran iki mermer lahit, bir zamanlar rahiplere lavabo vazifesi görmüş. Lahitlerin arkasından geniş, dikdörtgen şeklindeki yemekhaneye geçilir ve kapının hemen üzerinde Kıbrıs, Kudüs ve Lüzinyan krallıklarına ait armalar asılıdır. Gündüz deniz tarafındaki altı büyük ve doğu duvarındaki gül pencereden ışık almaktadır. Papazlar yemek yedikleri sırada vaaz vermek için kullanılan kürsü hala yerinde durmaktadır. Batı duvarındaki kapı, alt kattaki mutfak, mahzen ve tuvaletlere inen merdivene açılır. Orta avlunun doğusunda rahiplere ayrılan yerler  ve meclis odası bulunur. Meclis odasında idari işler yürütülürdü. Rahiplerin yatakhaneleri ve çalışma odaları manastırın üst katında yer almaktaydı. Yine üst katta ve kuzeybatı köşesinde küçük bir hazine odası vardır.

Hazine odası ve meclis odasını gezdikten sonra manastırın giriş katında bulunan birçok insanın fotoğraf çektirmek için yarıştığı, Kıbrıs’ın en iyi manzarasına sahip geniş bir alan yer alır. Girne’ye yakın ama bir o kadar uzak etkisi veren güzellikteki manzara eşliğinde çok güzel fotoğraflar biriktireceğinizin garantisini şimdiden verebilirim.

Fransızca “Abbayede la Paix” yani “Barış Manastırı” isminin zaman içinde bozulması ile bugünkü adına ulaşmıştır
Manastırın ilk sakinleri 1187 yılında Kudüs’ten göç eden Augustinian mezhebi rahipleridir
Manastır binasının yapımı 1198 – 1205 yılları arasında gerçekleşmiş
Yapının büyük bir kısmı ise Fransa Kralı III. Hugh tarafından (1267 – 1284) inşa ettirilmiştir

Avlunun etrafını çeviren revaklar (sütunlar) IV.Hugh döneminde (1324- 1359) yapılmıştır

Meclis odasının ortasındaki sütunun ise erken dönem Bizans kilisesine ait olduğu düşünülmektedir

Kilise yapısı günümüzde çeşitli klasik müzik konserleri ve Bellapais Müzik Festivali kapsamındaki etkinlikler için kullanılmaktadır

Mahzen içerisine girdiğinizde duvarlarda çeşitli ressamların yaptığı tabloları duvarlarda görebilirsiniz.

 

Back To Top