skip to Main Content
Artemis Tapınağı

Bir önceki yazım Efes ile ilişiği olan Artemis Tapınağından bahsetmek istiyorum sizlere. Tapınak şuan ayakta olmasa bile antik kaynaklar aracılığıyla birçok bilgiye ulaşmanız mümkündür. Burayı anlatmadan önce birkaç antik yazara kulak verelim istiyorum; Plinius’göre “Tapınağın tamamının mermerden yapıldığı 115 metre uzunluğa ve 55 metre genişliğe sahip olduğunu, 36’sı kabartmalı olmak üzere 127 sütundan oluştuğunu ve sütun yüksekliklerinin 90 metre’ye dayandığını” söylemektedir. Tarihin babası Heredot’a göre, “Tapınakta bulunan kabartmalı sütunları Lidya Kralı Kroisos yaptırdığını ve yapımının 120 yıl sürdüğünü” söylemektedir. Yunanlı Sidon (Dünyanın 7 Harikasını ilk defa derleyen kişi) ise; “Babil’in asma bahçelerini, Zeus’un heykelini, Mısırdaki piramitleri gördüğünü ama Artemis Tapınağını gördüğü zaman çok farklı duygular yaşağını belirtmiş ve Artemis Tapınağını gördüğüm zaman diğer tüm harikalar parlaklığını zihnimde kaybetmişti” demiştir. Bizanslı tarihçi Filon ise ”Artemis Tapınağının Babilin asma bahçelerindeki kudretli işçiliğini, Mozolesinin mezarını gördüğünü ama Efes’te bulutlara doğru yükselen Artemis Tapınağının onları gölgede bıraktığını” açıklamıştır. Tapınakla ilgili birçok düşünürün beyanları bu şekilde olunca bizde ilk başta heyecanlandık acaba bu yapı olduğu gibi olmasa da birkaç sütununu ve diğer mermerden yapılmış işlemeleri görürmüyüz dedik. Artemis Tapınağı önüne geldiğimizde ise hayal kırıklığına uğradık. Günümüze ulaşan sadece bir sütunu var. Tabi böyle hal böyle olunca da burayı gezmemiz birkaç dakika sürdü desek abartmayız. Neyse tüm bunları bir yana bırakalım ve zamanında herkesin dilinde olan muhtemşem yapıyı antik kaynaklardan edindiğimiz bilgileri sizlere anlatayım.

Tapınak, Ünlü Yunan heykeltıraşları tarafından yapılmış heykellerle, tablolarla ve altın ve gümüşle bezenmiş kolonlarla donatılmıştı. Sanatçıların en güzel heykeli yaratmak için birbirleri ile yarıştıkları ve bu heykellerin büyük bir çoğunluğunun Efes şehrini kurduğu söylenen Amazonların heykelleri olduğu söylenmektedir. Artemis Tapınağı yapıldığı yıllarda gerçekten bir tapınak mıydı? Tam olarak bilinmemektedir. Kaynaklar, bereket tanrıçası için yapıldığını, içinin tapınak, dışının ise çarşı olarak kullanıldığını göstermektedir. Hatta araştırmaların bazıları, günümüzde de var olan Kapalı Çarşı gibi turistik değere sahip olduğunu göstermektedir. Artemis Tapınağı aynı zamanda bir pazar ve dinsel enstitüymüş. Yüz yıllar boyunca tanrıçaya inançlarını ve isteklerini sunan turistler, çarşıdan aldıkları altın ve fildişi takıları bereket tanrıçasına sundukları hediyelik eşyalar, yapılan kazı çalışmalarıyla belgelenmiştir.

Tapınakta bulunan “Artemis Heykeli” söylenenlere göre “asma ağacı”ndan yapılmıştır ve yine iddiaya göre, çürümesin diye, bu heykel her yıl yağlanmaktaymış. Zaten yapılan kazılarda da bugüne kadar altın veya gümüş Artemis heykeli bulunmamıştır.

Gelelim tapınağın neden günümüze kadar gelmediğine. Tapınağın en muhteşem yıllarında: Efes şehrinde “Herostratos” isimli, kunduracılık yaparak geçimini sağlayan saf bir adam yaşamaktadır. Bu adamın kimseye zararı dokunmaz, ama ünlü olmak gibi çok büyük bir zaafı bulunmaktadır. Çevresinde ise, onun bu zaafını çok güzel kullanabilecek, bir yığın maceracı, soyguncu, politikacı insan bulunmaktadır. Sonunda bir gün çevresindeki insanlar, bu bizim kunduracının zaafını kullanmışlar ve “meşhur olmak istiyorsan, Artemis Tapınağını yakmalısın o zaman adın tarihe geçer” demişler. Herostratos önceleri korkup ürktüğü bu planı gerçekleştirmek için, bir süre sonra harekete geçer. İklim nedeniyle yangınları söndürmenin zor olduğu bir yaz gününde M.Ö.356 yılının 21 Temmuz günü harekete geçer ve tapınağı ateşe verir. Tapınak içindeki kandiller için saklanan yağlar nedeniyle hızla yanar ve bu sırada tapınağın hazinesi şehirdeki tüm çapulcular tarafından yağmalanır. Ertesi gün duman ve sis bulutları arasında kalan ünlü tapınağın ayakta kalan harabesi çok hazindir. Şehir halkı çok sevdikleri tanrıçalarının tapınağını yangından kurtaramadıkları için çok üzülmüşler. Daha sonra başka bir gerçek daha ortaya çıkar. Neden Tanrıça kendi tapınağını yangından koruyamamıştır sorusu akıllara gelir? Bu sorunun yanıtı ise yıllar sonra anlaşılır. Çünkü M.Ö.356 yılının 21 Temmuz günü Tanrıçanın bir görevi bulunmaktadır ve yangın günü, yıldızlar tanrıçaya büyük bir kişinin o gün doğacağını haber vermişlerdir. Hatta bu kişinin doğup büyüdüğü zaman, ünlü bir kral hatta bir imparator olacağı ve o çağ dünyasının her yönüne akınlar yapacağı, ülkeleri ele geçireceği ve yeni bir çağ yaratacağını müjdelerler. Bunun sonucunda, bu ünlü kişinin doğumunun bizzat tanrıça tarafından yapılması gerektiğini bildirirler. Bu haberler üzerine tanrıça 21 Temmuz günü tapınaktan ayrılarak Makedonya’nın Pella şehrine gider ve tarihte önemli bir rolü bulunan “Büyük İskender” doğar. Bu nedenle tanrıça tapınağının yanmasına engel olamamıştır. Evet, tapınak yanar ve daha sonra; Efesliler, kunduracı Herostratos’a en korkunç cezayı verirler ve hatta onun adını anan herkes için “ölüm” emri verilir. Bu olaydan sonra yüzyıllarca, şan ve şöhret tutkunu kişilere “Herostratik” denilmeye başlanır ve cezası bellidir, ölüm.

İşte böyle gerçek bir hikayeye sahip Artemis Tapınağı. 1904’de ise, D.G. Hograth’ın liderliğindeki bir ekip kazılara devam eder ve birbiri üzerine inşa edilen 5 tapınak olduğunu keşfeder. Tapınağın üç evreden oluştuğunu ve A evresi tapınaktan önce orada yapılmış bir sunak olabileceği, B evresi daha sonra bunun üzerine yapılmış olan tapınak olabileceğini, C evresi ise yangından sonra yapılan restorasyon çalışması olabileceği üzerinde durulur. Tapınakla ilgili sizlere aktarabileceklerim bunlardan ibaret olmakla birlikte, artık Artemis tapınağı yoktur ama Artemis Tapınağının muhteşem iki heykeli Selçuk Efes Müzesi’inde sergilenmektedir, bilgilerinize.

Back To Top