Aziz Fransua adına 1230 yılında ilk yeri olan Galata civarında inşa edilen kilise, 2 büyük deprem ve yangından sonra yeniden aynı yerinde kuruldu. Kilise son büyük yangın1nı 1696 yılında geçirdikten sonra dönemin padişahı II.Mustafa kiliseyi camiye dönüştürmüş ve daha sonrasında rahipler taşınarak günümüzdeki yerine yani Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerine St. Antuan adına itafen yapılmıştır. Cadde tarafında yer alan armalar ise İtalyan şehirlerini simgelemektedir ve sırasıyla Genes, Venise, Amalfi ve Pise olarak bilinmektedir. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan kiliseyi gelin birlikte inceleyelim.
Kilise avlusuna giriş, 3 kapıdan sağlanmaktadır. Ancak günümüzde sadece ortadaki tek kapıdan avluya giriş sağlanabilmektedir. Giriş kapısından içeri adımınızı avluya attığınızda kilise sizi tüm heybetiyle karşılar. Kırmızı tuğla taşlarla örülü yapısı, sağında ve solunda günümüze kadar korunarak ulaşabilmiş mozaik duvar süslemeleri ve altışar katlı iki bina ise ilk dikkati çeken mimari unsurlardır. Kilise içerinse yer alan altışar katlı iki bina ise Fransa ve İtalya gibi ticaretle uğraşan vatandaşlarına ve bu vatandaşların ailelerine hizmet amacıyla yapıldığı bilinmektedir.Kilise içerisindeki düzen ise hac şeklinde tasarlanmış olan yapı, İstanbul’un en büyük Katolik Kilisesi unvanına sahiptir. Aziz Antuan Kilisesi bir dönem Osmanlının saray ve devlet hizmetinde de kullanılmıştır.
St. Antuan Kilisesi en özel mimari unsurları bünyesinde barındıran ve özellikle Aziz Fransuva ile beraber rahiplere 350 yıl boyunca ev sahipliği yapmıştır. Kilisenin çok önemli bir ilahi güce sahip olduğunu düşünen birçok önemli kişi bu ayinlere katılmış ve özellikle Noel zamanlarında Hristiyan olan olmayan birçok kişi eğlenmek için bölgeye gelmektedir.
Haftanın 6 günü 8:00-19:30 saatleri arasında, Pazar günleri 9:00-19:30 saatleri arasında gezilebilmektedir.
