Aydın’ın Söke ilçesine 15 kilometre mesafede yer alan Priene antik kenti, 12 ion kentinden biridir. M.Ö.4. yüzyılda kurulmuştur ve ilk planlı şehir sisteminin öncüsü olmuştur. İon kentleri arasında siyasal gücü zayıf olan bir şehirdir. Kentin doğu-batı doğrultusunda uzanan caddeleri, arazinin eğimli yapısı nedeniyle merdivenli olan kuzey-güney doğrultusundaki sokaklarla kesişen kentin, 3 giriş-çıkış kapısı mevcuttur. Sur duvarları 2,5 kilometrelik bir alanı kapsamaktadır. Kurulduğu dönemde denize yakın olan hatta limanı bulunan kentin, zamanlar Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle denizden uzaklaşmış ve önemi gün geçtikçe yitiren bir kent olmuştur.
Taşlı ve dik bir yokuştan çıktığımız caddenin ismi Tiyatro caddesi olarak geçmektedir. Bu yolun hemen bitiminde ve solunda kalan Tiyatro, M.Ö.3.yüzyılda inşa edilmiştir. 6500 kişilik izleyici kapasitesine sahip Tiyatro’nun, sütunlu sahnesi, sahne arkası bölümü ve yarım daire şeklindeki yapısıyla günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Tiyatro da dikkatimizi çeken şey ise, oturma grubunun birinci sırasında yer alan mermer koltuklar oldu. Gösteri sırasında burası kentin ileri gelenleri için ayrılmış koltuklar olduğunu tahmin ediyoruz.
Tiyatro’dan çıkıp biraz devam ettiğinizde kentin en yüksek yerine konumlandırılmış olan Athena Tapınağı sizleri karşılar. Athena Tapınağını, dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen Halikarnas Mosseleion’nu ve Didim’deki Apollon Tapınağı’nı yapan mimar Pytheos inşa etmiştir. Tapınağın ayakta kalmış 5 sütunu olduğunu ve yerinin çok güzel yerde konumlanıyor olması sizlere harika fotoğraflar çekmenize imkan tanımaktadır.
Kentin önemli yapılarından birisi de Bouleuterion(belediye meclisi) ve Prytaneion(yönetim meclisi)’dur. Tam ortasında bir sunak vardır. Kuzey cephesinde 16 basamak, doğu ve batı cephesinde 10 basamak mevcut olup, 640 kişilik oturma kapasitesine sahip olduğu tahmin edilmektedir.
M.Ö.3.yüzyılda inşa edilen Agora, şehrin merkezinde yer almaktadır. Üç tarafı stoalarla çevrili olan yapının tam ortasında Hermes’e adanmış bir sunak bulunmaktadır. Agora’nın hemen kuzeyinde yer alan stoa, M.Ö.2.yüzyılda yapılmıştır. Agora’dan stoa’ya 6 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Çatısı ahşap kaplı olan yapıda, 15 tane oda yer almaktaydı. Bu 9 odada İmparator Augstus’un tapınım gördüğü bilinmektedir. Agora’nın doğusunda M.Ö.3.yüzyılda yapılan Asklepios Kutsal alanı yer almaktadır.
Priene antik kentinde birçok ev vardır. Buradaki ev mimarilerinin Pompei ve Delos evlerine çok benzer özellikler gösterdiği söylenmektedir. Evlerin duvarları kamu binalarındaki duvarlar kadar sağlamdı. Tüm Priene’de sadece bir tane banyo bulunmuştur. Oda soylu bir ailenin evinde bulunmuştur. Evlerin birçoğunda latrina (tuvalet) mevcuttur. Bu evlerin M.Ö.3.yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Kentin kuzey kısmında yer alan evlerde duvar resimlerinin olduğu ve bu evlerin soylu kişilere ait olduğu tahmin edilmektedir. M.Ö.2.yüzyılda çıkan büyük bir yangınla evlerin çoğunun zarar gördüğü ve terk edildiği söylenmektedir.
Priene antik kenti tarihi yapısıyla gereken ilgiyi henüz görebilmiş olmaması bizleri üzse de, doğal yapısını bozmadan günümüze kadar ulaşmış olması bizleri bir nebze de olsa sevindirdi. Priene’yi gezdikten sonra yaklaşık 15 dakikalık mesafede bulunan ve felsefe’nin temellerinin atıldığı Miletos antik kentini şiddetle gezmenizi tavsiye ederim.