Erken Bronz döneminden başlayarak Orta Çağ’a uzanan köklü bir iskan geçmişi vardır. Friglerin, tahminen M.Ö.9.yy’da güneydoğu avrupadan bölgeye geldiği düşünülmektedir(Bulunan eserlerin trakya ve balkan bölgesi ile benzerlik göstermesi bunu doğrular niteliktedir).
M.Ö.2300’den 1400’lü yıllara kadar aktif yaşam belirtilerine ulaşılan kent ile ilgili hepimizin bildiği veya duyduğu “Gordion Düğümü” ve “Eşek Kulaklı Kral Midas veya her dokunduğu nesneyi altına çeviren Kral Midas” ile ilgili mitolojik hikayelerden bahsetmek istiyoruz.
Efsaneye göre ünlü Gordion Düğümü, bir öküz arabasını bir sütuna bağlayan karmakarışık bir sarmaşıklar yığınıdır. Araba, Midas’ın ya babası ya da atası olan Gordios’a aittir. Yeni bir lider arayışında olan Frigler’e bir kahin tarafından, şehre öküz arabası ile giren ilk adamı kral ilan etmeleri söylenir. İşte bu kişi Gordios’tur. Gordios kral olur ve bu öküz arabası tapınakta sergilenmeye başlar. Asırlar sonra Büyük İskender zamanında, Gordios’un öküz arabası, düğümü çözecek kişinin Asya’nın hakimi olacağı söylentisiyle ünlenir. M.Ö.334 yılında Büyük İskender Gordion’a geldiğinde düğümü çözmeye çalışır fakat başarısız olur. Akabinde öfkesine yenik düşen İskender kılıcıyla düğümü ikiye ayırır. Bu gelişmeden sonra işler İskender için iyi gidiyor gibi gözükse de erken yaşta(33) hayatını kaybeder. Erken yaşta ölümü, düğümü çözmek yerine kılıcıyla kesmesinin akıbeti olarak yorumlanmıştır.
Midas, Apollon ve Pan arasında geçen müzik yarışmasında yargıçlık yapar. Midas, Pan’ı galip ilan ettiğinde buna öfkelenen Apollon, Midas’ı eşek kulaklı yapar. Başına külah geçiren ve bunu herkesten saklayan Midas’ın kulaklarını sadece berberi görür. Ancak sırrı saklayamayan berber bu sırrı topraktaki bir çukura fısıldar ve çukuru kapatır. Çukurun üzerinde büyüyen sazlar büyüdükçe ve yel estikçe sırrı fısıldar ve sır yayılır. Helenistik kaynaklarda bulunan eşek kulaklı erkek figürü Midas olarak yorumlansa bile aslen bu karakter Satyr veya Silen olarak bilinen Yunan kır tanrısıdır.
Midas ile ilgili bir diğer hikaye ise, Midas’a aç gözlülüğü yüzünden Tanrı Dionysos tarafından kendisine verilen ve her dokunduğu nesneyi altına çevirmesidir. Midas, yemeğinin bile altına dönüştüğünü görünce bu isteğinden kurtulmak için dua etmeye başlar ve Dionysos’un tavsiyesi üzerine Paktolos ırmağında(Lidya/Sardis) yıkanır. Bu durum Paktolos ırmağında bulunan altın taneciklerini de açıklamaktadır.
Bu mitlerden yola çıkarak her ne kadar mitolojik bir karakter gibi gözükse bile Midas tarihsel bir kişiliktir. Yunan ve Latin kaynaklarında kendisinden söz edildiği (Mita adıyla) görülmektedir. Yunan coğrafyacı Strabon, Midas’ın ölümünün Kafkas bölgesinden gelen Kimmerler’in Frigya istilasına bağlamaktadır.
Tekrar Gordion Antik Kentine dönecek olursak eğer, hala çalışmalar sürüyor ve şuan için sadece %10’luk bir kısmı gün yüzüne çıkarılmıştır. Frigler’e başkentlik etmiş bu büyüleyici kentin bir an önce tüm çıplaklığı ile bizlere kazandırılmasını umuyoruz.